Beyin damar hastalıkları, nörolojik hastalıklar içerisinde en sık görülen ve yaşamı tehdit eden, ölüm sebebi olarak kalp hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü, sakatlık nedeni olarak da birinci sırada yer alır. Beyni besleyen damarların çeşitli problemleri ile kan akımının azalması, kesilmesi ya da damarların yırtılmasına bağlı olarak kanın damar dışına çıkması sonucu ortaya çıkan tablolara beyin damar hastalıkları adı verilir.

Beyin damar tıkanıklığı, hipertansiyon, kalp hastalıkları, yanlış beslenme/kan yağları yüksekliği (kolesterol, trigliserit). şişmanlık, sigara, alkol kullanımı gibi nedenlere bağlı ortaya çıkabilir. Bazen damar iltihapları da damar tıkanmaları yapar. Kalbin içinde oluşan kan pıhtıları veya buradan çıkan damarların içinde biriken pıhtıların kopması damar tıkanıklığına neden olabilir.

Beyin kanaması ise, beyne ulaşan büyük veya küçük damar çeperinde oluşan hasar nedeni ile kanın beyin dokusu veya beyin zarları arasına dolmasıdır. Beyin içi kanamaları ani hipertansiyon, damarların uzun yıllar yanlış beslenme veya sigara gibi etkenler ile bozulması ve kafa darbeleri neticesinde ortaya çıkar.

Beyinde meydana gelen hasarın yerine ve büyüklüğüne göre felç belirtileri de değişebilir. Vücudun yarısında uyuşukluk, kuvvetsizlik, konuşma, görme, denge, yürüme bozuklukları, bilinç değişiklikleri bu belirtilerden bazılarını oluşturur.

Sağ beyin yarımküresi etkilendiğinde hastalar dikkat bozukluğu, mekanı algılamada, giyinip soyunma gibi eskiden kolaylıkla yapabildikleri günlük yaşam aktivitelerinde güçlük çekmeye başlarlar. Sol beyin yarımküresi etkilendiğinde söylenenleri anlayamama veya konuşamama tarzında lisan problemleri ve bellek bozuklukları ortaya çıkar.

Beyin damar hastalıklarında sorun ortaya çıkmadan önlem almak önemli olup özellikle değiştirilebilir risk faktörlerine dikkat edilmelidir…